Yeni yazımı sizlerle paylaşmadan önce diyetisyenimiz Banu hanım ile geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz kontrol ile toplamda 9 kilo vererek ben ve toplamda 6 kilo vererek eşim birer istikrar abidesi olarak kendimizi tescillettik. Diyetisyenimiz "Çokomel Bey, Petibör Hanım sizler benim mesleki motivasyonumu arttırıyorsunuz tebrik ederim çok mutlu oluyorum bu istikrarlı gidişten" diyerek bizi çok mutlu etti.
Banu hanıma buradan sesleniyorum,
Sezar'ın hakkı Sezara, eğer karşılıklı enerjilerimiz tutmasaydı, siz işinizin ehli olmasaydınız, bizi tam olarak anlamayıp, üstün körü, standart ve genel geçer herkese uyguladığınız diyet programını bize de verseydiniz; bizim hayat tarzımıza, beğenilerimize ve alışkanlıklarımıza göre bir diyet programı hazırlamamış olsaydınız bu iş olmazdı. İyi ki varsınız diyorum.
Evet değerli dostlar, haftalar önce başlayan maceramız son sürat devam etmekte. Metabolizmamızda ciddi değişiklikler olmaya başladı. Açlık eşiğimiz bir hayli yükseldi. Tatlı krizleri neredeyse hiç yok denecek kadar azaldı "tamam itiraf ediyorum arada sırada bir iki pikonun hakkından geldik" ayrıca kaliteli beslenme ile tansiyonumuz dengelendi.
Ara öğünün önemini bu diyet yolculuğunun henüz ilk başlarında acı bir şekilde anlamıştım. Şimdi size diyet için olmazsa olmaz başka bir etkeni dile getirmek istiyorum -Su- evet hayat kaynağı H2O. Elin oğlu Marsta su var mı diye milyarlarca doları eziyor peki ama neden? nedir bu su denilen sihirli şeyin sırrı? Gelin size biraz H2O'dan bahsedeyim.
Şimdi size lise yıllarınızdaki kimya öğretmeniniz gibi görünmek istemem yok efendim bir mol su iki hidrojen bir oksijen atomundan meydana gelir, renksizdir, kokusuzdur falan filan. Bunlar hepimizin bildiği şeyler ama suyun olayı çok boyutlu. Yerkürenin %s71'ini su kaplıyor ve bizim bedenimizin de % 75'ini su oluşturmakta işte bizi en çok ilgilendiren kısım da burası. Yani bu suyun vücutta taze tutulması şart. Her bir hücrenin içinde elektriksel ve manyetik enerji üretimini sağlar aaa bak ne dedik enerji dedik bakın bunu unutmayalım enerji! DNA'nın yapısını korur hasarları onarır ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirir. Hımm bağışıklık sistemi bunu da unutmayalım. hemen hemen tüm besinlerin vücuttaki çözündürücüsüdür, besinlere enerji verir. yediğimiz besinlerin ufalanmasına yardım eder sindirim sistemine yardım eder. Madem beslenmeden gittik devam edelim besinler de bulunan gerekli öğelerin emilimini sağlar, Akcigerlerde oksijen toplayan kırımız kan hücrelerinin çalışma verimini artırır. Akciğerler bakın buna da bir işaret koyalım Akciğerler unutmayalım bunu da. Hücreye ulaşan su o hücreye oksijen verir ve atık gazların vücuttan atılması için akciğerlere bu gazları taşır. Aslında burada sıralasam zilyon tane yararını dökeriz ama üç aşağı beş yukarı diyet yaparken bizi suyun bu yukarıda saydığım etkileri ilgilendiriyor. Şimdi gelelim unutmayalım dediğimiz noktalara.
Enerji, Bağışıklık sistemi, Akciğerler.
Enerji diyet yapan biri için çok önemlidir zira metabolizma enerji ile çalışır enerji kaynakları ise yağlar, karbonhidratlar, proteinler ve çeşitli kreatin bazlı maddelerdir. Vücut bu enerji kaynaklarını en kolay yanandan en zor yakılana doğru kullanım sırasına koymuştur. Karbonhidratlar, Yağlar, Proteinler. Basit bir ateşi yakmak için ne gerekir? ısı kaynağı, madde ve oksijen sonucunda ta taaaaa ateş yanı ısı, yani kalori. şimdi biz vücudumuza yeterince su almazsak yağ yakmak için gerekli olan oksijeni yağ hücrelerine yeterince taşıyamayız ve bu reaksiyonu güçlü bir şekilde başlatamayız. dolayısı ile enerji üretimi düşer ve yakım durur.
Bağışıklık sistemi ise diyet denilen bu sarsıcı yolda zaman zaman kroke duruma düşer. Bünye hastalıklara açık hale gelebilir ancak yeterince su tüketiyorsak bağışıklık sistemimiz güçlü kalacaktır ve beslenme alışkanlığında oluşan bu değişiklik nedeni ile Bağışıklık sistemimiz zayıf düşmeyecektir.
Ya bu ikisini anladık Akciğerler ile ne alakası var diyorsunuz. Diyet yapıyorsanız ve kilo veriyorsanız yaktığınız yağ ile ortaya çıkan atık 80% miktarda Akciğerler vasıtası ile gaz olarak atarız. yani idrar,ter ve dışkı ile de atım gerçekleşmekte ama daha ziyade Nefes alıp verirken Akciğerlerimiz sayesinde gaz olarak atarız ve su akciğerlerin sağlıklı kalması için mukoza, tabakasının sağlıklı olması için ve bilhassa hücre içindeki enerji reaksiyonu sonucunda ortaya çıkan gazın atılması için oksijen bu reaksiyon için ise su şarttır.
Kısacası sevgili dostlar Su lazım bir şey bol bol için ama sakın abartmayın.
Banu hanıma buradan sesleniyorum,
Sezar'ın hakkı Sezara, eğer karşılıklı enerjilerimiz tutmasaydı, siz işinizin ehli olmasaydınız, bizi tam olarak anlamayıp, üstün körü, standart ve genel geçer herkese uyguladığınız diyet programını bize de verseydiniz; bizim hayat tarzımıza, beğenilerimize ve alışkanlıklarımıza göre bir diyet programı hazırlamamış olsaydınız bu iş olmazdı. İyi ki varsınız diyorum.
Evet değerli dostlar, haftalar önce başlayan maceramız son sürat devam etmekte. Metabolizmamızda ciddi değişiklikler olmaya başladı. Açlık eşiğimiz bir hayli yükseldi. Tatlı krizleri neredeyse hiç yok denecek kadar azaldı "tamam itiraf ediyorum arada sırada bir iki pikonun hakkından geldik" ayrıca kaliteli beslenme ile tansiyonumuz dengelendi.
Ara öğünün önemini bu diyet yolculuğunun henüz ilk başlarında acı bir şekilde anlamıştım. Şimdi size diyet için olmazsa olmaz başka bir etkeni dile getirmek istiyorum -Su- evet hayat kaynağı H2O. Elin oğlu Marsta su var mı diye milyarlarca doları eziyor peki ama neden? nedir bu su denilen sihirli şeyin sırrı? Gelin size biraz H2O'dan bahsedeyim.
Şimdi size lise yıllarınızdaki kimya öğretmeniniz gibi görünmek istemem yok efendim bir mol su iki hidrojen bir oksijen atomundan meydana gelir, renksizdir, kokusuzdur falan filan. Bunlar hepimizin bildiği şeyler ama suyun olayı çok boyutlu. Yerkürenin %s71'ini su kaplıyor ve bizim bedenimizin de % 75'ini su oluşturmakta işte bizi en çok ilgilendiren kısım da burası. Yani bu suyun vücutta taze tutulması şart. Her bir hücrenin içinde elektriksel ve manyetik enerji üretimini sağlar aaa bak ne dedik enerji dedik bakın bunu unutmayalım enerji! DNA'nın yapısını korur hasarları onarır ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirir. Hımm bağışıklık sistemi bunu da unutmayalım. hemen hemen tüm besinlerin vücuttaki çözündürücüsüdür, besinlere enerji verir. yediğimiz besinlerin ufalanmasına yardım eder sindirim sistemine yardım eder. Madem beslenmeden gittik devam edelim besinler de bulunan gerekli öğelerin emilimini sağlar, Akcigerlerde oksijen toplayan kırımız kan hücrelerinin çalışma verimini artırır. Akciğerler bakın buna da bir işaret koyalım Akciğerler unutmayalım bunu da. Hücreye ulaşan su o hücreye oksijen verir ve atık gazların vücuttan atılması için akciğerlere bu gazları taşır. Aslında burada sıralasam zilyon tane yararını dökeriz ama üç aşağı beş yukarı diyet yaparken bizi suyun bu yukarıda saydığım etkileri ilgilendiriyor. Şimdi gelelim unutmayalım dediğimiz noktalara.
Enerji, Bağışıklık sistemi, Akciğerler.
Enerji diyet yapan biri için çok önemlidir zira metabolizma enerji ile çalışır enerji kaynakları ise yağlar, karbonhidratlar, proteinler ve çeşitli kreatin bazlı maddelerdir. Vücut bu enerji kaynaklarını en kolay yanandan en zor yakılana doğru kullanım sırasına koymuştur. Karbonhidratlar, Yağlar, Proteinler. Basit bir ateşi yakmak için ne gerekir? ısı kaynağı, madde ve oksijen sonucunda ta taaaaa ateş yanı ısı, yani kalori. şimdi biz vücudumuza yeterince su almazsak yağ yakmak için gerekli olan oksijeni yağ hücrelerine yeterince taşıyamayız ve bu reaksiyonu güçlü bir şekilde başlatamayız. dolayısı ile enerji üretimi düşer ve yakım durur.
Bağışıklık sistemi ise diyet denilen bu sarsıcı yolda zaman zaman kroke duruma düşer. Bünye hastalıklara açık hale gelebilir ancak yeterince su tüketiyorsak bağışıklık sistemimiz güçlü kalacaktır ve beslenme alışkanlığında oluşan bu değişiklik nedeni ile Bağışıklık sistemimiz zayıf düşmeyecektir.
Ya bu ikisini anladık Akciğerler ile ne alakası var diyorsunuz. Diyet yapıyorsanız ve kilo veriyorsanız yaktığınız yağ ile ortaya çıkan atık 80% miktarda Akciğerler vasıtası ile gaz olarak atarız. yani idrar,ter ve dışkı ile de atım gerçekleşmekte ama daha ziyade Nefes alıp verirken Akciğerlerimiz sayesinde gaz olarak atarız ve su akciğerlerin sağlıklı kalması için mukoza, tabakasının sağlıklı olması için ve bilhassa hücre içindeki enerji reaksiyonu sonucunda ortaya çıkan gazın atılması için oksijen bu reaksiyon için ise su şarttır.
Kısacası sevgili dostlar Su lazım bir şey bol bol için ama sakın abartmayın.
İlk Değerler:
Kilo:88
Yağ Oranı:23.7
İkinci Değerler:
Kilo:84
Yağ Oranı:20.7
Üçüncü Değerler:
Kilo:81.8
Yağ Oranı:18.8
Yağ Oranı:18.8
Dörtüncü Değerler:
Kilo:79.8
Yağ Oranı:17.8
Yağ Oranı:17.8
Diğer Yazılarım için: ÇOKOMEL BEY
https://sudiyeti.carrd.co
YanıtlaSil